Jestiyon Primleri Ödenmeli…

İş Akdin Fesih Oldu ve Aynı Yıl Şirket Kardan Pay Dağıttı. Prime Hak Kazanır mıyım?

İş yerinden her ne sebeple ayrılmış olursa olsun, çalışanın çalıştığı dönem için hak ettiği primin KISTELYEMV usulü ile hesaplanarak ayrılan çalışana da ödenmesi gerekir.

Primle ilgili en önemli sorun, çalışanın ikramiye döneminde işten ayrılmış olması halinde kendisine de bu primin ödenip ödenmeyeceğidir. Mahkeme ve yargıtay kararlarında “ikramiye,prim ayrılmış çalışana da çalıştığı dönem kadar ödenir’’ şeklindedir. Şirketlerin ileri sürdüğü ve kendi insan kaynakları prosedürlerinde olduğunu iddia ettikleri “performansa dayalı dağıtılan primin, ödemesinin yapıldığı ayda çalışan olma kıstası” defiinin herhangi bir hukuki dayanağı yoktur. Yani şirket içi uygulamaların yargıtay kararları karşısında bir önemi olmadığı izahtan varestedir. Davacı işçi açısından, emsal bir çalışanın o dönemde aldığı prime çalıştığı gün sayısına oranla kıstelyevm usulü ödenmesini hakettiği içtihatlarda açıkça belirtilmiştir.

Çalışanın sözleşmesinin feshinin veya istifasının prim ödenmesine etkisi olmadığı, prim dönemi tamamlanmadan ayrılmış olsa da çalıştığı dönem için hesaplama yapılarak ödemenin yapılmasına ilişkin yargıtay kararlar mevcuttur. Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarında; prim ödenmesi alınabilmesi için prim hakediş döneminin herhangi bir bölümünde bilfiil çalışmış olunması,iş görme edimini eksiksiz ve başarılı bir şekilde yerine getirmesininyani kazançta ve kar da payının emeğinin olduğunun kabul edilmesi gerekliliği, feshin, istifanın ve emeklilik isteminin prim ödemesine.prim ödeme dönemi tamamlamasa dahi, ödeme gününde çalışan olmasa dahi çalıştığı güne oranla hesaplama yapılarak yatırılması gerekliliği yer almaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 32.maddesii gereği pirimin çalışılan sure ile orantılı olarak genel olarak herkese ödenmesi gereği ,yine ayrıca ödemede ayrımı haklı kılan nedenler olmadıkça işverenin eşit davranma ilkesinin gözetilmesi gereği ve yine işveren tarafından tek taraflı bir kararla ödenen primin işyeri uygulaması haline dönüşeceği ilkeleri gereği kıstelyevm usulü hesaplanarak yapılmasını gerekmektedir.
Prim ödemesi bireysel veya toplu iş sözleşmesi ile kararlaştırılabilineceği gibi, tek taraflı işverence de yapılabilir ve düzenli olarak yapılan prim ödemeleri iş yeri uygulaması halini almış olur.Bununçalışan lehine işverence tek taraflı olarak “ödemenin yapıldığı gün çalışan olma şartı” ile kaldırılması veya azaltılması mümkün değildir. Prim uygulaması yönünden işçi aleyhine çalışma koşullarında değişiklik, 4857 sayılı Kanunun 22’nci maddesi kapsamında gerçekleştirilmelidir.

(Yargıtay 9. HD. 22.1.2009 gün 2007/34717 E, 2009/638 K.).kararında da primin çalışana, çalışılan gün ile orantılı ödenmesi gereği,prim ödenmesini ortadan kaldıracak haklı sebep olmadığı sürece işverence eşit davranma yükümlülüğü gereği olduğu,işverence tek taraflı olarak ödenen primin işyeri uygulaması olarak değerelendirleceği gereği ilgili kararalarda mevcuttur.

Yagıtay 9. H:D ve 22. HD.nin bazı emsal kararları aşağıdadır.

  • Primin oluştuğu tarihte çalışmak yeterli olup ödeme tarihinde işten ayrılmış olsa da prime hak kazanır. Somut olayda temel uyuşmazlık ödeme anında işyerinde çalışması olmayan davacı işçinin 2005 yılı primine hak kazanıp kazanamayacağı noktasındadır.Davacının 2005 yılının büyük bölümünde işyerinde çalıştığı ve yıl sonu hedeflerine ulaşmasında katkı sağladığı açıktır.Nitekim davalı işveren aksi yönde bir savunma getirmemiştir. O halde davacının 2005 yılı içinde çalıştığı süreyle sınırlı olarak prime hak kazandığının kabulü gerekir. Prim sistemi prosedüründe dönem içinde ve hatta ödeme zamanında işyerinde çalışıyor olma şartının öngörülmüş olması bu noktada önemsizdir. Prim iş görme edimini başarılı bir şekilde yerine getiren ve bu bakımdan işyerindeki mal ve hizmet üretimine katkı sağlayan işçinin ödüllendirilmesi amacıyla yapılan ücreti eki niteliğine bir ödemedir. İşverence belirlenen hedeflere ulaşıldığına göre bu sürece katkı sağlayan davacı işçinin prim ödemesinin dışında tutulması doğru olmaz. Mahkemece davacının prim talebinin ödeme anında çalışmanın bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi de yerinde olmamıştır. Dosya içinde bulunan 17.04.2007 tarihli hesap raporu bir değerlendirmeye tabii tutulmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.
  • Somut olayda davacının prime hak kazanma dönemdinde davalı işveren nezdinde çalıştığı sabittir.İnsan Kaynakları bölümü standart operasyon prosedurundeki istifa nedeniyle ayrılmalarda ödeme tarihinde orada çalışmak kaydıyla prim alacağına hak kazanabileceği yönündeki hüküm davacının prim alacağını ortadan kaldırmaz.Dairemizin yerleşik uygulaması dab u yönde olup söz konusu dönem içinde davacının çalıştığı sure itibarıyle kıstelyevm esasına göre prim alacağının hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
  • Fesih itibarı ile işyerinde uygulanmakta olan İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin 5.maddesinde uyuşmazlık konusu jestiyon primi uygulama esasına yer verildiği ve ilgili düzenlemenin ‘Bankanın bir yıl zarfında elde ettiği faaliyet sonuçlarının önceki yıllarla karşılaştırlması ve yapılacak genel değerlendirme sonucunda saptanacak gelişme derecesine göre sonuçların alınmasında fiili sorumluluk ve görev almış olan ve ödeme tarihinde görev başında bulunan idarecilere, o görevdeki hizmet süreleri,başarı dereceleri,şube sınıfı gibi faktörlerin gözönüne alınması suretiyle,yılda bir kere jestiyon primi ödenir. Prim ödeme tarihinde görevi başında bulunmamakla birlikte ödemeye esas dönemde emekliye ayrılan, vefat eden ve muvazaaf askerlik nedeniyle ücretsiz izinli sayılan idarecilere de görevde bulundukarı sure, şube sınıfı, sonuçlardaki etkinlikleri ve başarı dereceleri dikkate alınarak jestiyon priminin ödenip ödenmemesi Genel Müdürlüğün takdirine bağlıdır’’ şeklinde olduğu görülmektedir.
  • Davalı işverenin 02.01.2012 ve 03.10.2012 tarihli müzekkere cevapları ile 2010 yılında işyerinde çalışmaya devam eden personellere performanslarına uygun olarak jestiyon primi ödendiği davacıya ise ödeme yapılmadığı sabittir. Her ne kadar işveren tarafından 2010 yılı için jestiyon primi ödendiği tarihten once işçi, iş sözleşmesini feshedilmiş ise de prim sistemi prosedüründe ödeme zamanında işyerinde çalışma şartının öngörülmüş olması nın önemi bulunmamaktadır. İş görme edimini başarılı şekilde yerine getirerek mal ve hizmet üretimine katkı sağlayan işçinin çalıştığı dönem esas alınarak prim alacağına hak kazanacağı kabul edilmelidir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulduğunda emsal nitelikteki işçilere aynı dönemde ödenen jestiyon prim miktarları araştırılmalı ve davacının anılan dönemde gerçekleşen çalışma süresi dikkate alınarak kıstelyevm usulüne göre hak kazandığı jestiyon primi alacağı belirlenerek bu miktarın üzerinden talebin kabulüne karar verilmelidir. Bu hususun dikkate alınmaması ve jestiyon prim alacağı isteminin reddine karar verilmesi isabetsizdir.

Konu ile ilgili her daim numaralarımız arayarak hukuki destek alabilirsiniz.